MUTLU
Mutlu İnşaat
MUTLU MUTLU
MUTLU MUTLU MUTLU MUTLU MUTLU
Hamzaoglu: Deprem Öldürmez, Standart Disi Bina Öldürür

Baskanimiz Yüksel Hamzaoglu Haber 29 Gazetesindeki köse yazisinda ülkemizdeki Deprem gerçegi ve binalarin yapim standartina degindi.

Ruhsatindan imal uygulamalarina, denetimden satis süreçlerine varincaya kadar tüm fazlarin kontrol altina alinmasi gerektigine isaret etti. Bir çikolota satinalinirken markasini dahi seçen vatandasimiz, içinde ailesini çoluk çocuklarini barindiracagi yuvasini satin alirken kim yapmis, nasil yapmis,ne zaman yapmis, saglam midir degil midir? diye bir kaygi içinde olmayip sadece metraj ve parasal açidan degerlendirme yapmaktadir. Ülkemizde reel sektörün basini çektigi bu alanda yapi güvenligini irdeleyen, beklentileri kurallara baglayan savhalarda inanilmaz yasal bosluklar var dedi. Depreme hazir olmak demek, battaniye ve çadirdan önce yikilmayacak bina yapilmasini ve yaptirilmasini saglamaktir diyen Hamzaoglunun en kritik önerilerinden biri de "bina kimlik belgesi" önerisi idi.

Agir bedellerle bir depremi daha geride biraktik. Ocaklar söndü, 620 vatandasimizi göcük altinda kaybettik üstelik 99 Marmara depreminin izleri henüz kurumadan. Bu kadar aci tecrübelerimiz varken, ülke genelinde topyekün bir insai seferberlik yapmak için kimi, neyi, bekliyoruz, açikcasi anlamakta zorlaniyoruz.

Iyi gözlemlediyseniz eger, her iki depremde de, mühendislik projelerine uygun yapilan binalar ayakta kalabilmis standartlara uymayan kimin hangi usullere göre yaptigi bilinmeyenler ise yikilmistir.Yeni uygulamalarda yapi denetim yönetmelikleri sistemi disipline etse de 5-6 yillik binalarin yikildigindan anliyoruz ki, eski aliskanliklarimizi hala terk etmemisiz, ders almamisiz vesselam.

DEPREM ÖLDÜRMEZ, STANDART DISI BINA(ZAYIF BINALAR) ÖLDÜRÜR

Dünya ülkeleri içinde insaat sektörünün en hizli gelistigi ülkeyiz.Dünya insaat demirinin en fazla üretildigi(%28 oraninda) ülkeyiz.Ancak gelin görün ki, 7-7.5 siddetindeki depremlerde en çok kayip veren ülkeyiz.Bu ölçeklerdeki depremlerdeki kayiplar az gelismis ülkelerde olur .Demekk ki biz de o kategorideyiz. Binanin insasi esnasinda yapi denetimin uygulamayi kontrolünün yaninda, belediyelerin de gereken takip ve kontrolü belli disiplinlerde ve ciddiyette yapmasi gerekmektedir. Yerel yönetimler, ruhsati vermekle isin bittigini sanirlar.Bana göre, sorumluluklarinin basladigi nokta burasidir. Ancak ülkemizde insaat hukuku sadece ticari hukuk olarak algilaniyor.Insa edilen bir binanin küçük bir depremde yerle bir olmasinda, bu insaatlara ruhsat veren yerel yönetimlerin sorumlulugu nedir sizce? Bunca Imar-Iskan yasalari ne için var?

Birseyler ters gidiyorsa ya yasal bosluklar var, ya da denetim kültürü yok.

Son yasal düzenlemelerle daha dayanikli binalarin yapildigini özellikle büyük sehirlerde görmekteyiz.Bunlar güzel gelismeler.Bu disiplinin yayginlasmasi gerekiyor.Ancak,biz bu isin üretici ile müsterinin çift tarafli takibi ile gelisebilecegine inaniyoruz.

Satin alan neye para vererek aldiginin farkina varirsa, üretici de o kaliteyi yakalamak zorundadir.Ancak gel gör ki, günümüzde bu tercihler bina güvenligi kriterlerinden ziyade metraj, fonksiyonellik araniyor.Bu bakis açisi degisirse, bu kural ayni zamanda kültür haline gelir. Örnegin, markasini içerigini bilmedigimiz bir sütü, çikolatayi yiyormu yuz? Içinde ne oldugunu merak ederiz.Eger o bilgiler ürün üzerinde yok ise hatta tercih dahi etmeyiz. Insaatta da bu disiplinler daha da kati uygulanmalidir. Ürünün teknik özellikleri, yapi denetim mevzuatlarina uygunlugu, zemin etüdleri bu satin alim süreçlerinin bir parçasi olmalidir.Bu disiplini yoluna koyarsak mütaahhitler ve insaat mühendislerimiz bu konuya bakis açilarini yenilerseler açikcasi kafa yapisini biraz degistirirseler, bu is olur.

MARMARADA YASAMAK ATESTEN GÖMLEK

99 depreminin ardindan Istanbul basta olmak üzere Marmara'da yeni imar alanlari açildi.Yeni ve modern binalar yapildi.Bu binalar deprem yönetmeliklerine uygun, denetim mevzuatlarina tabi bir sekilde imal edildi.Ancak son 5 yilda yapilan bu binalar Istanbulda toplam konutlarin %15-20 si civarinda. Özellikle 15 yasin üzerindeki binalar, bu mevzuata tabi olmayip tamamen risk altindadir.Bu binalar yapim asamasinda yerel yönetimlerden 4 kat imar izni almis diyelim. Temel ve bodrum bu 4 kata göre imalati tasarlanmis ancak, sonradan üzerlerine sözüm ona kaçak kat cezasi ödeyerek bir-iki-üç-dört ve üzerine teras kat(çati kati) da ekleyerek tam iki katina kadar çikan binalar var.Aci bir ifade ama bir çogu ayakli tabut. Bilim adamlari bu konuya sürekli isaret ediyorlar.Olasi bir 8-8,5 siddetindeki bir depremde Marmara da yüzbinler seklinde kayiplarin olabileceginden endise edildigi ifade ediliyor. Fakat bu kaygi ve korku maalesef süratle harekete geçmek için yeterli olmuyor. 20 milyon insan riskin merkezinde yasiyor. Sehrin ne tahliyue planlari, ne yardim merkezleri, ne insanlarin olasi depremde ilçelerde toplanma merkezleri emin olunuz, Marmara böylesi kötü bir rüyaya asla hazir degil !.. Van'da olanlari gördükten sonra Marmara da yasamak atesten gömlek..

Aslinda bilimsel anlamda neler yapilmasi gerektigi açik. Eskileri süratle bosaltilacak, yikilacak yerine daha güvenli yenileri yapilacak. Ama, nasil ve ne zaman?

Bina, daire satin alanlar oda,salon ve metrekaresi disinda nasil bina satin aldiklarini genelde bilmiyorlar. Aslinda bilmeleri gerekir. Bu sebeple diyoruz ki,"BINALARIN KIMLIK BELGELERI OLMALI "
Basit bir elektirikli ev aleti alindiginda, kutunun içinden üretici firma bilgileri, teknik degerleri, neden yapildigi, insan sagligina iliskin güvenlik kriterleri, risk tanimlari ve tedbirler, bakimi, ariza halinde yapilmasi gerekenler v.s. ler yer aliyor.Yani ne aldiginizi biliyorsunuz.Peki, bir daire satin aldiginizda ne aliyorsunuz?

-Bir tapu.
-Baska?
-Yok..
Hani, yeni yapilanlarin ne oldugu bir parça görülüyor ancak, ya eski tarihte yapilanlar? Disi boyali, mantolamasi tamam, ancak ya güvenligi?
-Bilinmiyor..
Bu dairenin imal tarihi, kolon kesitleri,kullanilan demirin özellikleri kesit çapi, beton sinifi, kaç siddetindeki depreme dayandigi v.s bilmiyoruz. Oysa içinde onlarca kisinin barindigi bu yasam yerleri satin alinirken önce güvenlik maddesinin sorgulanmasi gerekiyor. Önerimiz o ki, her daire (yada bina)tapusunun ekinde, "BINA KIMLIK BELGESI OLMALI" dir.
Bu belge de ne olmali?
-Imalatçi firma tanimi,
-Imal tarihi,
-Denetim firmasinin muayene raporlari ve numarasi(denetim firma sicil numarasi ve rapor numaralari)
-Kullanilan beton cinsi,
-Temel teknik tanimlari ve cinsi
-Kolon-Kiris ölçü ve teknik degerleri
-Demir çaplari ve sayilari,
-Dask (Zorunlu Deprem sigortasi)
- Mekanik Projesi,
- Zemin Etüdü,
- Statik Projesi,
- Elektirik Projesi,
- Dogal Gaz Projesi(Varsa)
- 2-3 yilda bir kontrol raporlari örnegi(Yapi denetim firmalari binalarda projenin onaylandigi gibi yasayip yasamadiginin kontrolünü yapmalidirlar.Gerekçe: Çikma kat yapilmasi, balkonlarin oturma alanlarina katilmasi,ticarethanelerde alan kazanmak için kolon kesilmesi,izinsiz ilave kat yapilarak projenin onaylanmis halinin disina çikilmasi)
Bu raporlarin yer aldigi TAPU EKI DÖKÜMANLAR olusturulmali ve her daire satisinda bu belgeler TAPUNUN zorunlu eki olmali.Araba satislarindaki RUHSAT lar gibi.

Bu neyi saglayacak?
Satani ve alicisi nasil binayi sattigini ve aldigini bilecek.
Özellikle depremden sonra bazi binalarin yikildigini bazilarinin yüksek, orta ve düsük düzeyli hasarlar aldigini görürüz.Yikilanlar disindakilerin çok az bir kisminin sahipleri yada belediyeler tarafindan yikildigini görürsünüz.
Peki yikilmayan az ve orta hasarli bu binalar ne oluyor dersiniz?
-Dis cepheleri mantolama yapiliyor, kaplama yapiliyor, giydirme cephe yapiliyor sonra da saglam diye satiliyor.
-Dogrumu? … dogru.
-Kim denetleyecek?...Yapi denetim firmalarimi? Bina ruhsati veren belediyeler mi?

Kesinlikle ONAYLI YAPI DENETIM FIRMALARI VE BELEDIYELER es sorumluluk alarak oturabilir raporu vermelidirler. Oturulabilir raporu almayan her hasarli bina kesinlikle yikilmalidir, içinde kimsenin oturmadigi da yerel yönetimler tarafindan denetlenmeli, kontrol edilmelidir.

Aksi halde, bir depremde yikilan bir binanin altinda kalan 50 kisinin sorumlulugunu kim üstlenebilir? Bu görevler yerine getirilmeyince, yasanan felaket sonrasi o bilindik demeçler; "acimiz büyük, depremzedelerimizin yaralari sarilacak,hep yanlarinda olacagiz, maddi manevi ne gerekirse yapacagiz."
Depremde yikik altinda kalanlara yardim etmek kadar önemli olan, standartlara uymayan bina yapilmasina müsaade etmemek, yikilmasi gerekenleri yikmak, hatta depremden önce bizzati yerle bir etmektir.Baska türlü bu denklem çö-zü-le-mez.

Kisacasi, net önerimiz BINA KIMLIK BELGESI dir.Yeni yapilacaklara hemen geçilmeli, eskileri için süratle hazirlanmalidir. Tapu Müdürlükleri satrislarda bu belgeleri isterseler, bankalar kredi müracatinda zorunlu belge grubuna koyarsa bu is kendiliginden çözülür zaten.

Bu arada, binanin imalati yani proje henüz bitmeden TAPU SATISI ile gayrimenkul alacaklar için de, müteahhit firmadan temin edecekleri BINA KIMLIK BELGESI TESLIMI TAAHHÜTNAMESI almak suretiyle satis gerçeklestirilebilir.
Bu sistem sunu saglayacak: Satan binanin güvenligi noktasinda en ince ayrintiya kadar arkasinda duracak, satin alan satin aldigi evin güvenligi hakkinda bilgi edinerek satin almis olacak.

Bizlerde bu islere yillarini vermisler olarak, bazi birikimlerimizden bahsetmek istiyoruz.1999 depreminden sonra imalatçi firma olarak 3k formülünü uygulama politikasi yaptik.
· Kaliteli Proje,
· Kaliteli Malzeme,
· Kaliteli uygulama
Kaliteli projeden kastimiz, projeyi tüm disiplinleri ile birlikte (Mimari-Mekanik – Elektrik – statik – isi yalitim –Yangin) mühendislik kriterlerine uygun çözümlerle çözülmüs anlasilir, uygulanabilir, kaliteli projenin yapilmis olmasi lazim.Özellikle statik projenin titizlikle çözülmüs ve standartlara uygun yapilmis olmasi gerekmektedir.
Kaliteli malzeme ise projede tanimlanmis olan malzemelerin özellikle kaba yapida kullanilan beton ve demirin standartlara uygun en kaliteli olarak kullanilmasi gerekmektedir. Kaliteli proje ve kaliteli malzemeleri, dogru bir bir uygulama ile depreme dayanikli, yeni, güvenli ve daha yasanabilir kaliteli binalar üretilebilir.Zaten deprem bölgelerinde kaliteli ve mühendislik kriterlere uygun yapilmis binalarin dimdik ayakta kaldiklarini, en fazla fay hattinda ise yan yattigini gözlemliyoruz. Sadece bu 3 K nin uygulanmasi belki tek basina yeterlidir ama bu 3 K yi uygulayanlarinda bir takim kriterlere sahip ehil insanlarin alinmasi gerekmektedir. Sözün özü depreme bilinçli bir müteahhittin binalari insa etmesi gerekir.Insanlarinin beklide 30-40 yillik birikimlerini ortaya koyarak satin aldiklari evlerin altinda kalmalarinin tahribatlarini tahmin edebiliyor muyuz? Çalinan malzeme, projelere uymama neticesi karsilasilan her vakia birilerinden çalinan hayatin taa kendisidir.

Deprem bu cografyanin bir gerçegidir.Bu konuda dogru bir bilgilendirme, egitim , disiplin, tedbir ve denetim çok seyi çözer.

Son olarak su hatirlatmayi da yapmakta fayda var.Depremlerde yikilan ve altinda kalanlarin, kaybedilen canlarin sorumlulugu, sadece o binayi yapan degil, ayni zamanda o binaya yasanabilir belgesi yani ruhsat veren yerel yönetimlerdedir.Burada Yerel yönetimler de sapkayi masanin üstüne koyup düsünmelidir.Ruhsatlar ticari mi olmali teknik yeterlilige cevap verir sekilde mi?Isini dogru yapanlari tenzih ederek ifade edelim, ticari beklentileri ön plana alip ruhsat verenlerinde kamuoyunun vicdaninda bir yeri var mutlaka.

Geri
  Sakcay Bilişim